Kuran’ın Manası Gibi Lafzı Da İlahidir
Konu Başlıkları
Kuran’ın Manası Gibi Lafzı Da İlahidir
Kur’an-ı Kerim her yönüyle büyük bir mucizedir. Yalınız manası itibariyle değil, lafızları bakımından da mucizedir. Çünkü o, Hz. Muhammed’in sözü değil, Allah kelamıdır. Bu itibarla hiç bir kimsenin onun bir benzerini ortaya koyması mümkün değildir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de konu ile ilgili olarak şöyle buyurulmaktadır: İslami Sohbet
Kur’an-ı Kerim her yönüylle büyük bir mucizedir. Yalınız manası itibariyle değil, lafızları bakımından da mucizedir. Çünkü o, Hz. Muhammed’in sözü değil, Allah kelamıdır. Bu itibarla hiç bir kimsenin onun bir benzerini ortaya koyması mümkün değildir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de konu ile ilgili olarak şöyle buyurulmaktadır:
“De ki, andolsun, bu Kur’an’ın bir benzerini ortaya koymak bir suresinin bile benzerini yapmak mümkün olmamıştır. Bundan sonra da olmayacaktır. Çünkü O, Allah sözüdür.”
“Ey iman edenler! Allah ve Resulü size hayat verecek hakikatlere sizi davet ettiğinde ona icabet edin. Bilin ki Allah insan ile kalbi arasına girer ve size dönüp O’nun huzurunda toplanacaksınız.”
Diğer taraftan Kur’an manasıyla, lafzıyla ve harfleriyle mucizedir. Kur’an’ın lafızları ve harfleri, İslam’ın ismi ve alametleridir. Ayetlerin hakiki manalarını muhafaza eden onun hayattar lafızları ve harfleridir mealindeki ayette buna dikkat çekilmiştir.
Büyük alim ikbal de şöyle der; “Kur’an-ı Hakim, hayattır bir kitaptır. Onun hiketi ezeliye ve kadimesi içinde hayatın tekvin sırları vardır. İnsanlara hayat verir ve zayıflara kuvvet sağlar.
Kur’an’ın mucizesi yönleriyle ilgili eserler telif eden Bediüzzaman Hazretleri, Kur’an-ı Kerim’in Allah’ı tam olarak tanımaya götüren altı yönünün olduğunu belirtir.
“Bu cihetlerin birincisi, Kur’an’ın nokta-ı istinadıdır ki, vahiydir. İkincisi, hedeflendiği iki dünya saadetidir. Çünkü Kur’an’ın irtibat ve alakaları sonsuzluğa ve ahirete kadar uzanmaktadır. Üçüncüsü, apaçık mucize oluşudur. Dördüncüsü, kesin delil ve kati bürhan direklerine dayanmasıdır. Beşincisi, vicdanı şahit tutmasıdır. Öyle ki, kalbe seçtiği ruhi nefhalara karşı hayranlığını gizlemeyen vicdan, “Maşaallah!” demekten kendisini alamaz. Altıncısı, ihtiva ettiği çok sayıda “Düşünmez misiniz?” gibi ifadelerle aklı konuşturup tasdike sevketmesidir. Kur’an’ın verdiği meyveler, hem mükemmeldir, hem hayattardır. Öyle ise, Kur’an ağacının kökü hakikat hayattadır, nuranidir.”
Bediüzzaman Said Nursi
(bk. Sözler, Yirmi Beşinci Söz)
Kuran-ı Kerim’e Karşı Görevlerimiz
Kur’an-ı ,Kerim’e karşı görevlerimiz şu şekilde özetleyebiliriz:
Kur’an-ı Kerim’in Allah kelamı olduğunu tasdik etmek.
Kur’an-ı Kerim insan sözü değil, Allah’ın gönderdiği son kitaptır. onun hem lafzı hem de manası mucizedir.
Kuran-ı Kerim’i öğrenmek.
Kuran-ı Kerim Allah kelamı olduğu için sözlerin en yücesi ve en güzelidir. Dünya ve ahirette mutluluğa götüren yol, hiç şüphe yok ki, Kur’an’ın gösterdiği yoldur. Bunun için Kur’an-ı Kerim öğrenenler peygamberimiz tarafından övülmüştür.
“En hayırlınız, Kur’an-ı öğrenen ve onu başkasına çğretendir.” Buyurulmuştur. Peygamberimizin bu övgüsünüe erişmek için ilk müslümanlar inen Kur’an ayetlerini ezberliyor ve başkalarına öğretiyorlardı.
Kur’an’ı öğrenmek demek, okumasını öğrenmek ve manasını anlamaya çalışmak demektir. Kur’an-ı Kerim’i hatasız okuyabilmek için tecvidini de öğrenmek lazımdır.
“Ey Muhammed! bu Kur’an, ayetlerini iyiden iyiye düşünsünler, aklı olanlar ibret alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır.”
Böylece Kur’an-ı Kerim’in, sadece mana yönünden değil, o manayı ifade eden sözler (lafızlar) bakımından da büyük bir mucize olduğu anlaşılmıştır.
Bir yanıt yazın