Halifeyi Ağlatan Çocuk

islami sohbet

Sıcak bir yaz günüydü.
Arabistan çöllerine güneş bütün sıcaklığıyla vuruyordu.

Halifeyi Ağlatan Hadise

 Sıcak bir yaz günüydü.
Arabistan çöllerine güneş bütün sıcaklığıyla vuruyordu.
 Adeta insanın beynini kaynatıyordu.  islami sohbet

Herkesin köşesine çekildiği, etrafın sessizliğe büründüğü bir anda, ezan vaktinin yaklaştığını gören halife, abdestini almış, ağır ağır camiye gidiyordu.

Bir çocuğun, kendisini geçmek istercesine hızlı adımlarla gittiğini gördü.

Küçücük çocuğun bu telaşı neydi?

Acele edişinin mutlaka bir sebebi vardı.

Acaba bir derdi mi vardı? Derdi varsa, derine çare bulmak halifenin göreviydi.

Nihayet halkın derdini dert eden halife sordu:

-“Yavrucuğum nedir bu telaşın? Bir derdin mi var?

Niçin bu kadar hızlı gidiyorsun?”

Çocuk halifeyi tanıyamamıştı.

-“Camiye gidiyorum amcacığım” diye cevap verdi.

Halife şaşırdı. Çocuk henüz küçüktü. Ama sözleri büyük adam sözleriydi. Biraz daha konuşturmaya karar verdi:

-“Yavrucuğum senin yaşın daha küçük! Namaz sana farz değildir. Niçin bu kadar telaşlanıyorsun?”

Çocuk kınar gibi halifeye baktı:

-“Amca amca! Bu işin büyüğü küçüğü olur mu?

Daha dün mahallemizde bir çocuk öldü. Üstelik benden de küçüktü. Ölüm denen gerçeğin büyük küçük ayırdığı yok. en iyisi her yaşta buna hazırlıklı olmak.

Hem bu yaşta namaza alışmazsam, büyüyünce kılmak zor gelebilir.”

Halifeyi derin bir düşünce aldı.

Gözlerinden yaşlar boşalırken ağzından şu cümleler döküldü:

“Ey Rabbim! Ne akıllı bir çocuktur bu, büyüklerde bulunması gereken ruhu taşıyor!

Halifeyi Ağlatan Hadise

 Sıcak bir yaz günüydü.
Arabistan çöllerine güneş bütün sıcaklığıyla vuruyordu.
 Adeta insanın beynini kaynatıyordu.  islami sohbet

Herkesin köşesine çekildiği, etrafın sessizliğe büründüğü bir anda, ezan vaktinin yaklaştığını gören halife, abdestini almış, ağır ağır camiye gidiyordu.

Bir çocuğun, kendisini geçmek istercesine hızlı adımlarla gittiğini gördü.

Küçücük çocuğun bu telaşı neydi?

Acele edişinin mutlaka bir sebebi vardı.

Acaba bir derdi mi vardı? Derdi varsa, derine çare bulmak halifenin göreviydi.

Nihayet halkın derdini dert eden halife sordu:

-“Yavrucuğum nedir bu telaşın? Bir derdin mi var?

Niçin bu kadar hızlı gidiyorsun?”

Çocuk halifeyi tanıyamamıştı.

-“Camiye gidiyorum amcacığım” diye cevap verdi.

Halife şaşırdı. Çocuk henüz küçüktü. Ama sözleri büyük adam sözleriydi. Biraz daha konuşturmaya karar verdi:

-“Yavrucuğum senin yaşın daha küçük! Namaz sana farz değildir. Niçin bu kadar telaşlanıyorsun?”

Çocuk kınar gibi halifeye baktı:

-“Amca amca! Bu işin büyüğü küçüğü olur mu?

Daha dün mahallemizde bir çocuk öldü. Üstelik benden de küçüktü. Ölüm denen gerçeğin büyük küçük ayırdığı yok. en iyisi her yaşta buna hazırlıklı olmak.

Hem bu yaşta namaza alışmazsam, büyüyünce kılmak zor gelebilir.”

Halifeyi derin bir düşünce aldı.

Gözlerinden yaşlar boşalırken ağzından şu cümleler döküldü:

“Ey Rabbim! Ne akıllı bir çocuktur bu,  büyüklerde de bulunması gereken ruhu taşıyor!

İslami sohbet platformu  olarak Halifeyi Ağlatan Çocuk  makalemizin sonuna gelmiş bulunmaktayız. Bir başka makalede görüşmek dileğiyle İslami sohbetci  Dini Sohbet Sohbet sitesinden Sevgiler saygılar

~~Selam ve Dua İle~

https://www.islamisohbetci.com/wp-content/uploads/2022/04/525.jpghttps://www.islamisohbetci.com/wp-content/uploads/2022/04/525-300x300.jpgEzeLGenelİslami Sohbet
Halifeyi Ağlatan Çocuk islami sohbet Sıcak bir yaz günüydü. Arabistan çöllerine güneş bütün sıcaklığıyla vuruyordu. Halifeyi Ağlatan Hadise  Sıcak bir yaz günüydü. Arabistan çöllerine güneş bütün sıcaklığıyla vuruyordu.  Adeta insanın beynini kaynatıyordu.  islami sohbet Herkesin köşesine çekildiği, etrafın sessizliğe büründüğü bir anda, ezan vaktinin yaklaştığını gören halife, abdestini almış, ağır ağır camiye gidiyordu. Bir çocuğun, kendisini geçmek istercesine...